16-Haziran-2025 21:20:16

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
“Mazlumların Gölgesinde: Gerçek Dost Kim, Düşman Kim?”

“Mazlumların Gölgesinde: Gerçek Dost Kim, Düşman Kim?”

Ferhat ÇETİNOĞLU yazdı ___

Gazze yeniden yanıyor… Çocuklar ağlıyor, anneler toprağa sarılıyor, babalar gözyaşlarını içine akıtıyor. Her bomba bir kalbi parçalarken, dünya yine suskun, yine üç maymunu oynuyor. En çok bağırması gerekenler bile artık sadece mırıldanıyor.
İsrail’in Filistin halkına yönelik zulmü artık sadece bir siyasi konu değil; bu, insanlığın en temel değerlerine karşı işlenmiş bir suçtur. Üstelik bu zulüm, artık sadece İsrail’in değil, sessiz kalan herkesin ortak vebalidir.
Ve bir süredir herkesin gözü, Kuzey Afrika’dan doğan bir umut ışığında… Cezayir’den başlayan ve Moritanya, Fas, Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelerden gönüllülerin katıldığı “Direniş Konvoyu” Gazze’ye doğru ilerliyor. On binlerce insan, sadece sloganla değil, adım adım bir direnişin yükünü sırtlanarak yola çıktı.
Konvoy üyeleri, uğradıkları her şehirde büyük bir coşku ile karşılanıyor; halk yakıt, gıda, su ne varsa elinden geleni veriyor. Bu sadece bir yolculuk değil, bu bir vicdan yürüyüşü. Ama işte tam bu noktada, İsrail bir kez daha aynı oyunu sahneye koydu.
Konvoy Refah’a yaklaşmaya başlayınca, dikkatleri dağıtmak ve kamuoyunun odağını başka yöne çevirmek için İran’a yöneldi. Sanki planlı bir senaryo gibi… İran’ın karşılık vermesiyle Ortadoğu yeniden gerildi, manşetler bir anda değişti, kameralar Gazze’den İran semalarına çevrildi.
Oysa bu gerilim ne zaman tırmansa, olan hep Gazze halkına oluyor. Çünkü asıl hedef, Direniş Konvoyu’nun Gazze’ye ulaşmasını engellemek. Çünkü İsrail’in asıl korkusu, Gazze’deki zulmün kırılması değil, zulmün kırılabileceğini gösteren bir iradenin yükselmesi.
İran ise yine aynı senaryoda rolünü oynuyor: çok konuşuyor ama yine etkisiz, yine hedefsiz, yine sonuçsuz. Ve bu da bizi ister istemez şu acı gerçeğe getiriyor:
İran’ın İsrail’e karşı gibi görünmesi, aslında İsrail’in işine yarayan bir denge politikasıdır.
İsrail sivil halkı korkutmak istiyor, çünkü biliyor ki Gazze’ye gelen her sivil araç, her yardım kolisi, her gönüllü yürek onun maskesini düşürüyor.
Ama unuttukları bir şey var:
Bu yolculuk, sadece Gazze’ye değil; aynı zamanda insanlığın vicdanına doğru yapılan bir yürüyüştür. Ve vicdanın konvoyunu hiçbir bomba durduramaz.
“Zulüm ne kadar büyürse büyüsün, hakikatin önünde bir gün mutlaka küçülür. Gazze, sadece bir şehir değil; yeryüzünün onurudur. Ve onur asla teslim alınamaz.”

Ferhat Çetinoğlu__

Cevap bırakın