03-Aralık-2024 23:14:48

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
YER YERİNDEN OYNAYACAK!

YER YERİNDEN OYNAYACAK!

Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar, Mengen ile su meselesi konusunda suskunluğunu yine Yenigün’e verdiği röportajla bozdu.

Allar, “Usta siyasetçisiniz, yıllarınızı siyasete verdiniz. Bir siyasetçi neden mahkemenin vermiş olduğu bir kararı sürekli gündeme taşımak, gündemde tutmak ister?” sorumuz sonrası, bu sefer Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut’u hayli kızdıracak yanıtlar verdi.

Allar, “Gerede’yi İktidar Partisinin kalesi olarak görmeleri, kendilerinin Mengen’de siyasi olarak mağdur edebiyatı yapmalarına neden oluyor. Bundan nemalanmaya çalışıyorlar. Halka karşı kendi beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar.”dedi.

Bu sözlerle de kalmayan Allar, “Amaç su falan değil! Gündem değiştirmek, sürekli gündemde tutarak halka, ‘bu projeyi yapacaktın, söz verdin neden yapmadın?’ dedirtmemek.”diye konuştu.

Allar, “Gerede’nin herhangi bir noktasındaki suya bugün ihtiyacı yok ama 10 yıl sonra Mengen’in ihtiyacı oldu, DSİ suyu Mengen’e verse, buna karşı çıkar mıydınız?” sorusuna da Peygamber Efendimiz’in sözüyle yanıt verdi; ‘komşusu açken tok yatan bizden değildir’ Mengen Kaymakamı ile ilgili Başkan Allar, neler söyledi neler? Hepsi bu özel röportajın ayrıntılarında…

Mengen ile su meselesi konusunda suskunluğunu yine Yenigün’e verdiği özel röportaj ile bozan Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar, bir çok detayı verdi, zaman zaman da çok sert ifadeler kullandı. İşte o röportaj;

Mengen ile su meselesinde ne durumdayız?

Mustafa ALLAR; “Şunun altını çizerek söylüyorum; bizim şahıslarla işimiz yok. Biz Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut ile 50 yıldır çözülemeyen, sonu belli olmayan bir çıkmazda iken  Keçeli Suyu problemini çözmek için Gerede, Mengen ve Eskipazar Belediyeleri olarak hem Gerede hem de Mengen’in menfaatine olacak şekilde mutabakata vardık. O protokol çerçevesinde Keçeli Suyunun giderleri, proje masrafları, yatırım maliyetleri Gerede Belediyesi’nin üstlenmesi neticesinde, yarı yarıya kaynağın paylaşılması, yine aynı sözleşmenin 5. maddesinde de kot kurtaran yerlerde de bu suyun ilave edilmesi noktasında anlaşmalara imza attık. Kot kurtaran sular ancak Keçeli suyu geldikten sonra tespit edilir, ondan sonra bu işe başlanılır. 2019 yılında, sözleşmeye istinaden Keçelipınar İsale Hattı Revize Projesi talebinde bulunduk. İsale hattı ile alakalı gerekli izinleri aldık ve kot farkını kurtaran 2 noktada çalışma yaptık. Elektrik pompalama sistemi ile Gerede’ye Yeniçağa ve Yünlü Yaylalarından su geliyor. Arkut’tan sadece 3 Lt./Sn. kendi cazibesiyle su gelirken Keçeli Pınar ve çevresinden gelen sular ile ancak ilçemizin ihtiyacını karşılayabiliyor durumdayız. Gerede olarak su zengini olan bir ilçe değiliz. Mengen’in hiçbir elektrik maliyeti olmadan, cazibeyle gelen, kendine yetecek su kaynağı var. Orada şu anda kullandıkları kaynakların haricinde bir çok su kaynağının da var olduğunu biliyoruz. Mengen’de bizim Gerede’de bizim. Mengen Belediye Başkanı, hukuksuz ve kanunsuzcasına oradaki suları gasp ettiğimiz yönünde söylem içersinde girdi. Bunlar doğru bir yaklaşım değildi. Hukuk kuralları çerçevesinde bizim Gerede Belediyesi olarak hukuksuz ve kanunsuz yaptığımız en ufak bir işlem söz konusu değil.

Sürekli basın yoluyla bunu siyasallaştırma yolunda, büyük bir mücadele içersine girdiler. STK’ları harekete geçirdiler, köy muhtarlarını işin içine soktular, alakalı alakasız bir çok varyasyona girdiler. Bu ayıptır. 2 ilçenin arasına böyle bir nifak tohumu sokmak doğru bir yaklaşım değildir. Gittiler dava açtılar, yerel mahkeme suya tedbir koydu. Bize herhangi bir tebliğ yapılmadan bir karar verildi. Mahkemeler karar verebilir, mahkemelerin üst mahkemeleri vardır. Hukukun gerektiği şekliyle, hiçbir söz dalaşına girmeden, devamlı basın açıklamalarıyla bizi bir yerlere çekmeye çalışmalarına karşın, bu süreçte suyla ilgili hiçbir çalışma yapmadan bir üst mahkemeye başvurduk. Sakarya İstinaf Mahkemesi, bizim kanunsuz bir iş yapmadığımızdan dolayı tedbirin kaldırılması noktasında karar verdi. Bizim oysa ki hem isale hattıyla ilgili iznimiz, hem de aynı zamanda DSİ’den suyun tahsis edilmesiyle ilgili taleplerimiz vardı. Suyu, Mengen Belediyesi’nin hiçbir ihtiyacının olmamasına rağmen Yüzde 40’a Yüzde 60 oranlarında tahsisini yaptılar. Su rejiminin ne olduğunu bilmeden yaptığımız işin kanunsuz olduğunu söylüyorlar. Kanunu açsınlar, 2019 yılında çıkarılan kanunda; “İçme ve kullanma suları birinci önceliklidir ve suların tahsis yetkisi de tamamen DSİ Genel Müdürlüğü’ne aittir.” diyor. Suların nerelere nasıl tahsis edildiği açık ve nettir. Biz bu şekliyle suyumuzu aldık.

“Mengen Kaymakamlığı’nın aldığı karar nedir?”

Mustafa ALLAR; “Vallahi biz de anlamadık. Asıl garip olan nokta şu; bütün bu durum ortadayken Mengen Kaymakamı, konuyla alakalı tedbir kararını mahkemenin kaldırdığını, burada “bizimle Mengen arasında herhangi bir problem çıkmasın, biz orada çalışma yapacağız” şeklinde kendisini bilgilendirmemize rağmen aynı alanla ilgili çeşmeye vesaire müdahale söz konusu olmadığı halde ne gariptir ki kanunsuz ve hukuksuz bir şekilde 3091 uyguladı. 3091’i kanuni olarak bakıldığında mahkemeye intikal etmiş olaylarla alakalı uygulayamazsınız. Burada ben onların konuyu takdirlerine bırakıyorum. Burada hukuk ihlal edilmiştir. Yetkisi dışında olan bir konuda 3091 uygulanmıştır. Taraf teşkil etmeden 3091 uygulanmıştır. Muhakkik tayin edilmiştir. Bu taraflı ve kasıtlı olarak yapılmıştır, bunu da özellikle belirtmek isterim. Bu konu ile ilgili Hukuk Müşavirliğimiz üzerinde çalışıyor, mahkemeye müracaat edeceğiz, neye men kararı verildiğini bile anlamakta zorlanıyoruz. Neye men kararı verildi nereden men edildik, neyi kime teslim edeceğiz? Böyle karmaşık bişey”

(3091 sayılı Kanun, emniyet ve asayişi, tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamaya yönelik bir kanun olup, bu Kanuna göre verilen kararlar mülkiyet yönünden bir hak sağlamayan, sadece bir idari zabıta tedbiri niteliğindeki kesin kararlardır. Taşınmaz mal üzerinde fiili hakimiyet ve tasarrufu esas alarak zilyetliği korur. Zilyetlik, taşınmaz mallardan bir yarar sağlamak üzere o taşınmaz malı fiilen hakimiyet altında bulundurmadır. Zilyet, taşınmaz maldan bir yarar sağlamak üzere o taşınmaz malı fiilen hakimiyeti altında bulunduran gerçek ve tüzel kişilerdir. Başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise 3091 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.)

Mengen Kaymakamlığı’nın aldığı kararla bizim çalışmalarımız durdu mu?

Mustafa ALLAR; “Öyle bir durum söz konusu değil. Zaten su ilçemize akıyor. Bir yöneticinin konuyu araştırmadan, incelemeden böyle bir karar vermesi bir hezeyandır. Men kararı veriyor, neye men kararı verdi? Biz bilmiyoruz. 3091 idari bir karardır, yargıya intikal etmiş bir konuyla alakalı idari bir karar verilmez. Mengen Kaymakamlığı’nın verdiği karar, akla mantığa sığmayan bir karardır.”

Mengen Belediyesi’nin “Ankara’ya su verdiler, bizim suyumuza göz diktiler” şeklinde beyanatları var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Mustafa ALLAR; “Şu anda Gerede bölgesi Ankara’nın içme suyu havzası kapsamındadır. Diyorlar ki; “Ulusu’yu Ankara’ya verdiler. Ankara başka bir ülke mi? Yada bizim düşmanımız biz mi biliyoruz? Su kaynakları devletin tasarrufunda olan bir şey. Hangi kaynağı nasıl tasarruf edeceğini devlet bilir. ‘Hayır, bu Gerede’nin suyudur, ben size vermem’ gibi bir durum söz konusu olamaz. Ankara İçmesuyu Projesi kapsamında devlet, 32 km. yeraltından tünel kazarak, dağları delerek bu suyu Ankara’ya taşıdı. 5 milyon nüfuslu başkentin su ihtiyacından bahsediyoruz. ‘Kendi sularını Ankara’ya veriyorlar’ demeleri bunların olaylara ne kadar basit bakış açısıyla yaklaştıklarını gözler önüne seriyor. Diyelim ki Ankara bu suyu almadı. Bizim bu suyu zaten Gerede’ye getirme şansımız yok. Yapacağımız maliyetin yanında buradan pompalanacak suyun elektrik maliyetini kimse karşılayamaz. Keçeli Suyu kendi cazibesiyle geliyor, Ankara’nın aldığı suyu kendimiz almaya kalksak külfetinin altından kalkamayız. Şunu da belirteyim; Ankara bu suyun masrafını yaptı, yapılan tünelle Ankara’ya da bu su cazibeyle gidiyor.”

Usta siyasetçisiniz, yıllarınızı siyasete verdiniz. Bir siyasetçi neden mahkemenin vermiş olduğu bir kararı sürekli gündeme taşımak, gündemde tutmak ister?

Mustafa ALLAR; “Bakın Mengen Belediyesi’nin bu suyla uzaktan yakından alakası yok. Tamamen İktidar Partisi ile Muhalefet Partisi’ni karşı karşıya getirme duyguları olduğunu düşünüyorum. Gerede’yi İktidar Partisinin kalesi olarak görmeleri, kendilerinin burada siyasal olarak mağdur edebiyatı yapmalarına neden oluyor. Bundan nemalanmaya çalışıyorlar. Halka karşı kendi beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Adama sorarlar; ‘burada protokol yaparken 5. maddede belirtilen kot farkında olan  suların neyi ifade ettiğini bilmiyor muydun?’ Protokolün 5. maddesini Mengen Belediye Başkanı iyice bir daha okusun. Bizim Mengen halkıyla asla alıp veremediğimiz yok. Mengen de bizim Gerede de bizim. Orada siyasi manipüle ile bir operasyon yapılmaya çalışılıyor. Biz, yasal haklarımızı kullanıyoruz. Kanunların vermiş olduğu yetki çerçevesinde hareket ediyoruz. Kimseden de ayağımızı çekmeyeceğiz.”

Gerede’nin herhangi bir noktasındaki suya bugün ihtiyacı yok ama 10 yıl sonra Mengen’in ihtiyacı oldu, DSİ suyu Mengen’e verse, buna karşı çıkar mıydınız?

Mustafa ALLAR; “Olur mu öyle şey. Mengen bizim sınır komşumuz. Bizim için insanlık önemli, insanın susuz kalmaması önemli. Su hayattır, olmazsa olmazdır. Biz bu konuda her şeyimizi paylaşmaya hazır olduğumuzu hep söyledik. AK Parti’yi CHP’den ayıran özeliklerden birisi de budur. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diyen Peygamberin ümmetiyiz. Mengen sınırında, Gerede sınırında şeklinde hak iddia etmeyiz. Mengen’in ihtiyacı varsa neden karşı duralım? Mengen’in ihtiyacı varsa seferber oluruz. Bunun bariz göstergesi de Mengen’e hiçbir karşılık beklemeden 7 km.’lik isale hattını döşeyen Gerede Belediyesi’dir, biz yaptık.

Amaç su falan değil! Buradan siyasi nemalanma sağlamak, gündem değiştirmek, sürekli gündemde tutarak halka, ‘bu projeyi yapacaktın, söz verdin neden yapmadın?’ dedirtmemek. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar kanun ve hukuk kuralları çerçevesinde, yasanın verdiği yetki çerçevesinde kimseden ayağımızı çekmeden yolumuza devam edeceğiz.”

Cevap bırakın